Hayat bazen basit olduğu kadar karmaşıktır da… Pedro Almodovar’ın da karakteristik anlatımı olan gündelik hayatın karmaşasını bir renk şöleninde, ailevi bir dramı tutkuyla anlatıyor. Cinayet, aldatma ve ölümden sonraki hayat gibi kavramlar, kadınların gündelik hayatlarıyla buluşuyor ve karakterler, bu konseptlere metafiziksel anlamından da öte yaşamın içinde bir sağduyuyla, hayatın onların karşısına koyduğu engellere karşı yıkılamaz bir birliktelik kurarak yaklaşıyorlar.
Almodovar’ın kendisinin de belirttiği gibi film, nezaket ve sınır tanımayan bir yaşama dayanan; rüzgârdan, ateşten, delilikten, batıl inançtan ve hatta ölümden kurtulan üç kuşak kadın hakkında. Volver, bir erkek ile kadın arasındaki alışılagelmiş aşk konseptine yeni bir bakış açısı getiriyor: anne ve kız kardeşler arasındaki sevginin derinliklerine iniyor. Anlatının nereye gideceği konusunda öngörülemeyen ve insan zihninin karanlık psikolojisine hafif bir giriş yaparken Almodovar izleyicileri Penelope Cruz’un başrolünde olduğu kadınları nesneleştirmeyen bir anlatıda bir kadın dayanışmasının içine bırakıyor.
Volver, İspanya’nın La Mancha bölgesinde, kocasının ölümünden sonra genç kızına bakan bekar bir anne olmanın zorluklarının yakın mercekte olduğu ve trajik bir kazada ölen annesi Irene’nin hayaletiyle boğuşan Raimunda’nın hikayesidir. Raimunda, ailesinin geçimini sağlamak ve Yohana Cobo’nun canlandırdığı kızı Paula’yı korumak için çok çalışan, güçlü ve bağımsız bir kadınken; Paula, dünyadaki yerini bulma arayışında ve babasının kaybını sindirmeye çalışan genç bir kızdır. Bir diğer ilişki bağı olan Raimunda ve Chus Lampreave tarafından canlandırılan teyzesi Paula’ysa, Raimunda ve kızının yaşam mücadelesine yardım eden sevgi dolu ve bilge bir kadın rolündedir. Yer yer karmaşık, yer yer de derinden anlamlı olduğunu hissettiğimiz bu tasvirler arasında, annesiyle ve kız kardeşi Sole’yle geçmişin çözülememiş sorunları Raimunda’nın peşine düşerek uzun süredir saklanan bir aile sırrının ortaya çıkması gibi çeşitli yaşam mücadelesinde herkesin kendi hayatından bir iz bulabilme şansı tanıyor. Zira, bu güçlü kadın karakterlerinin betimlemeleri, Pedro Almodovar’ın kendi yaşamının da bir parçası.
Böyle bir dram, Almodovar’ın elinde, zaman zaman kendine has bir komedi çizgisi bularak hikayeyi zenginleştiriyor ve yüreklere dokunan bir izleme deneyimi sunuyor.
Almodovar’ın imza renklerinden kırmızıların, sarıların ve yeşillerin cümbüşüne eşlik etmek, İspanyol mutfağı tasvirini damaklarında hissetmek ve patriarkiye bir başkaldırıda ‘kirli çamaşırları kendi aralarında’ yıkamak isteyenleri, yılın en iyi oyunculuk ödüllerini toplayan Volver’den ilham alarak hazırladığımız playlisti dinlemeye davet ediyoruz.