…when the rhythm of music rise w/ Mert Demir

Bize göre kazanmak; bir yola çıkmaya karar vermek, öyle büyük iddialı apansız olmak değil, kendin olmak ve bunun arkasında durabilmek… Bir gün geriye dönüp baktığınızda, kendinizle kaldığınızda mücadele etmeyi seçtiğinizi bilmek.

Öyle bir yaradılışımız var ki sadece sonuca odaklanıyoruz,

Oysaki aslolan yolculuğun kendisi, yolda gördüklerimiz yaşadıklarımız

Sonucuna aldanmadan anda kalabilenler var mı? Mert Demir bu soruyu yüksek sesle sorduğumuzda zihnimizde canlanan personalardan birini temsil ediyor. Yarattığı, yeniden hatırlattığı müzikler, güncellenen müzik hafızamızda yer ediyor, tüm bu sorularla birlikte müziğin ritmi yükseliyor. Kazanmak ya da kaybetmek değil sonucu için büyük hesaplar, büyük planlar yapmadan ilerlemek başarıyı beraberinde getiriyor.

Müziğin mesleğine dönüşmesine nasıl karar verdin?

Açıkçası ben karar vermedim. Zaman içerisinde kendiliğinden mesleğim oldu. O beni seçti diyebiliriz.

Kendi sesini nasıl buldun?

Anlatmayı öğrenerek. Anlatmaya başladıkça taşlar oturmaya başladı. Hala da oturmaya devam ediyor.

İlham senin için neyi ifade ediyor? Müzik üretimin duygulara mı dayanır, işin matematiği üzerinden mi ilerlersin?

İlhamın bende net bir karşılığı yok. Önceleri ilham denen şeyi arardım. Ama artık bunun bir tür refleks olduğunu düşünüyorum. O refleks in ne zaman aktif olacağına dair bir fikrim yok. Her an her yerde olabilir.

Bir şarkının oluşum evresinden bahseder misin, nasıl bir süreçten geçiyorsun?

Sürekli değişiyor. Önceleri stüdyoya girip kapanmam gerekirdi. Artık her an her saniye üretebilecek bir akışın içindeyim. Bazen bir kelime bazen bir melodi üretimi başlatabiliyor.

Müziğin hayata bakış açını ne oranda yansıtıyor?

Hedefim her zaman yüzde yüze yaklaşmak. Müziğe başlarken aslında hikayemi anlatmayı merkeze aldım. Ben de yıllar içinde değişiyorum ve her değişimde kendimi daha iyi anlatabileceğim yollar arıyorum.

Müzik senin kaçış noktan mı, yoksa gerçek dünyayla yüzleşme aracın mı?

Müzik, beni bunalımlarımdan kaçırıp güvenli, huzurlu bölgeye taşıyan bir unsur olarak girdi hayatıma. Aslında çoğu zaman bir terapi seansı gibi. Kimi oyun oynar, kimi resim çizer, kimi tatile gider. Ben de o güvenli ve huzurlu alana geçmek istediğimde müzikle temas kuruyorum.

“Susmak ruhuma iyi gelmiyor çoğu zaman. Anlattıkça kendimi buluyorum ve yaşadığımı hissediyorum.”

Mert Demir

Kendini ifade etmek senin için ne anlama geliyor?

Benim için yaşamanın temellerinden biri anlatmak. Susmak ruhuma iyi gelmiyor çoğu zaman. Anlattıkça kendimi buluyorum ve yaşadığımı hissediyorum. 

Hayallerine ne kadar yakınsın?

Hayallerin sadece kendi çabamızla ulaşabileceğimiz şeyler olduğuna inanmıyorum. O yüzden hayallerimle aramda hep bir mesafe var. Ben onlara ne kadar yaklaşırsam yaklaşayım onlar bana yaklaşmak istemediğinde mesafe küçülmüyor. Onların bana yaklaşmasını bekliyorum.

Genç ve ilham veren bir sanatçı olarak, kendi seslerini bulmaya çalışan müzisyen adaylarına ne önerirsin?

Tavsiye konusunda biraz hassasım. Herkesin kendi yolculuğu olduğuna inanıyorum. Beni buraya getiren yol bir başkası için doğru olmayabilir. Aynı noktaya farklı yollardan gelmek de mümkün.

Kendini gerçekleştirmeyi hayata karşı zaferlerden biri olarak yorumlarsak; senin zaferinin ardında neler var?

Sonuçları bir zafer ya da mağlubiyet olarak tanımlamıyorum. Bence beni zafer kazanmışım gibi gösteren şey bu olabilir. Yaşadığım kötü tecrübeleri de kendime ders olarak alıyorum, onlardan bir şeyler öğreniyorum. Bunların hepsi bir havuzda birikip beni oluşturuyor.

Dinlediğin anda seni büyüleyen bir şarkı var mı? Nasıl bu duyguya taşıyor seni?

Radiohead “Knives Out”. Bana ahenk nedir diye sorsan bu şarkıyı açıp dinletebilirim.

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu günümüzde sosyal medya ve dijital platformlar, sanatçıları ve topluluklarla bir araya getirme konusunda önemli bir rol üstleniyor. Bu platformlarda özünü koruyarak var olmak nasıl mümkün?

Aslında sadece mecralar değişiyor. Bence 2000’lerin başında televizyonda özünü korumak ne kadar zorsa şu an da sosyal medyada özünü korumak da aynı derecede zor. Kitleler tarafından kabul edildiğin halin senin özün olarak kabul edilebiliyor. Buradan sonra değişmek istemenin zorluğu başlıyor. Aslında özünün değişmek olduğunu kabul ettirebildiğin anda ise yıkılmaz bir yapı inşa ediyorsun. Artık kendi oyun alanını kurdun istediğin gibi yaşayabilirsin.

Müziğin için bir zaman dilimi, bir mekan, bir atmosfer belirleyecek olsan bize nasıl bir dünya çizerdin?

İçinde tüm imkanlara ulaşabildiğin bir ev çizerdim. Aslında yaptığım şey tam olarak bu. Kendi evimin kapısını aralıyorum. Şu anda ise insanlara bebeklik ve çocukluk fotoğraflarımın olduğu bir albüm gösteriyorum. 

Bir şarkıyı zamandan mekandan kişilerden bağımsız kılan; ölümsüzleştiren unsurlar nedir?

Sana özel olması. Tutunduğun dal sadece popüler kültür ise popülerlik gittiği zaman artık o unsur demode oluyor. Demode olan şey sen de olabilirsin senin ürettiğin bir eser de. 

Kendin olmak mı kendin kalmak mı daha zor?

Sanırım ikisi de aynı derecede zor. Kendini bulmak uzun ve meşakkatli bir yol. Kendin kalmak ise çelik gibi karaktere sahip olmayı gerektiriyor. Kendini bulmanın meşakkatli yolunun zorluğu, çelik gibi karaktere sahip olmanın zorluğuna denk.

Cover Guest Mert Demir

Creative Direction by Duygu Bengi

Fashiıon Director Burak Sanuk

Photographed by Abdullah Yazıc

Fashiıon Editor Murat Şentürk

Set Design by Yeşim Yeşilçimen

Hair and Make Up by Zeynep Dombaycıoğlu

Creative Production by BI Creative

Creative Team Belgin Demirhan, Birce Naz Köş, Şevval Küçüktır, Tunga Yankı Tan, Umutcan Öncü⁠

Gaffer Onur Karaca

Gaffer Assistants Ali Kılıç, Mustafa Çetinkaya, Ömer Eliş⁠

Video Editor Alican Özker⁠

Director Assistant Hasan Küçükyıldırım

Photography Assitant Elif Güleli

Mix Mastering Resul Keleş

Hair & Make Up Assistant Seda Civek

Set Design Assistants Yusuf Şengönül, Yavuz Selim Kalaycı, Sude Vural