17 Yılın Ardından Aynı Heyecan ile Nick Cave!

NewsJuly 10, 2018
17 Yılın Ardından Aynı Heyecan ile Nick Cave!

Keşfedilmeyi bekleyen bir ressamın, disiplinlerarası sanat yolcuğunda ne kadar popüler olabileceğinin kanıtıdır Nick Cave. 45.yılını doldurduğu sanat hayatında, benzersiz tarzlara ilham kaynağı olurken,  dikkat çekici kariyeri ile şahsına münhasır bir sanatçı olarak sahnede nasıl devleştiğine tanıklık ettik hep.17 yılın ardından, İstanbul Caz Festivali kapsamında geleceği İstanbul’da, hem Nick Cave’i, hem  de grubu The Bad Seeds ‘in derin lirikliğinde kendimizi kaybediyor ve hayatımıza kattığı unutulmaz 3 parçası ile konser öncesi sözü Nick Cave’e bırakıyoruz.

Jubilee Street

Nick Cave ve grubu The Bad Seeds’in 30 yıllık işbirliği ve üretiminin 2013 yılında çıkarttıkları ‘’Pust the Sky Away’’ albümü ile sundukları derin gizem, Jubilee Street’te kendini öyle belli ediyor ki, 6 dakika boyunca kendimizi Nick Cave’in dünyasına ait hissediyoruz. Warren Ellis’in keman tınıları ile büyülenirken parça bizi öyle bir yere götürüyor ki, hayatın akışına bir anlığına mola veriyoruz.

Stagger Lee

Lloyd Price tarafından 1958 yılında yazılmış bir rock’n roll parçası olan Stagger Lee, Nick Cave ve The Bad Seeds ile beraber söylemekten en keyif aldığı parçalardan biri.  Son zamanlarda sahne aldığı konserlerde şarkıya ek olarak ‘’in come the devil with a fucking iphone in his hand’’ sözlerini ekleyerek hem seyirciyi eleştirdiği, hem de güldürdüğü şarkıdır. Şarkı hikayesinin oldukça karanlık ve legal olmayan birçok olguyla süslenmiş sansürsüz hali, Nick Cave için ‘’gerçek bir rock’n roll’’ estetikliği katıyor. Kendi ruh halinin cehennemini yaratıyor ve o ateşe balıklama atlıyorsun. Şarkı tam anlamıyla bunu anlatmayı başarmış!

Song For Jesse

2007 yılında, ‘The Assassination of Jesse James’ filminin soundtrack’lerinden biri olan Song For Bob, deneysel enstrümantel haliyle, ruhi bir boşlukta, terapi etkisini hissettiriyor. Warren Ellis ile ortaya çıkan işbirliğinin, filme kısa tekrarlı ses motifleri ile Nick Cave’in sanatçı, yazar ve yönetmen tavrını en iyi ifade ettiği soundtrack çalışmalarından biri olarak hayatımızda yer ediniyor.

Author: Yağmur Koç

RELATED POSTS