Sanat, kültür ve yüksek moda ile eşanlamlı olan Paris, şimdi de İtalyan yaratıcılığının bir kutlamasına ev sahipliği yapıyor. İkonik tasarım ikilisi Dolce & Gabbana, Milano’da büyük beğeni toplayan retrospektiflerini Paris’in ikonik mekânlarından Grand Palais’ye taşıyarak zengin vizyonlarını mükemmel bir şekilde tamamlıyor.

İlk kez Milano’daki Palazzo Reale’de sergilenen “Dal Cuore alle Mani: Dolce & Gabbana” sergisi Paris için ‘Du Cœur à La Main: Dolce & Gabbana” olarak yeniden tasarlandı. Bu güncellenmiş vitrin sadece bir coutre galerisi değil, tasarımcıların İtalyan mirasına olan kalıcı sevgisinin altını çizen kültürel bir yolculuk. Sergilenen 200’den fazla dudak uçuklatan kreasyon ile etkileyici bir deneyim.

Ziyaretçiler, Domenico Dolce ve Stefano Gabbana’nın eşsiz işçiliğini örnekleyen couture elbiseler, karmaşık işlemeler ve tarihi modernlikle birleştiren tasarımlar gibi parçalarla karşılaşacaklar. Her bir ürün, markanın modanın sınırlarını sürekli olarak aşarken sanat ve geleneği kutlama konusundaki kararlılığının bir göstergesidir. Grand Palais, sergilenen parçaların duygusal etkisini artıran görkemli bir ortam sağlıyor. Ziyaretçiler sergiyi gezerken İtalyan kültürünün haute couture ile buluştuğu bir dünyayla karşılaşıyor. Bu retrospektif sadece moda meraklıları için değil; güzelliği, yaratıcılığı ve hikaye anlatımını takdir eden herkes için bir deneyim.

Grand Palais’da, sergilenen parçaların duygusal etkisini artıran görkemli bir ortam sağlıyor. Ziyaretçiler sergiyi gezerken İtalyan kültürünün haute couture ile buluştuğu bir dünyayla karşılaşıyor. Bu retrospektif sadece moda meraklıları için değil; güzelliği, yaratıcılığı ve hikaye anlatımını takdir eden herkes için bir deneyim.

Serginin Paris edisyonu, Milano vitrininde yer almayan özel eklemeler içeriyor ve bu da onu orijinaline katılanlar için bile görülmesi gereken bir sergi haline getiriyor. “Du Cœur à La Main” (“Kalpten Ele”) başlığı, serginin özünü özetliyor: Dolce & Gabbana’nın çalışmalarını tanımlayan sanat ve kültürel köklere içten bir övgü. Retrospektif, Barok mimarinin ihtişamı ve İtalyan operasının canlılığından la dolce vita‘nın cazibesine kadar tasarımlarına ilham veren unsurları derinlemesine inceliyor.

Her bölümü çeşitli sanat formlarını bir araya getiriyor. İster müzik, ister film, ister geleneksel Sicilya işçiliği olsun, tasarımcıların memleketlerine duydukları sevgi aşikâr. Sergi aynı zamanda bu etkileri çağdaş, giyilebilir sanata dönüştürme becerilerini de vurguluyor.

Serginin cazibesine ek olarak, ziyaretçiler benzersiz işçiliğin canlı gösterilerine tanık olabilirler. Dolce & Gabbana’nın Milano’daki atölyesinden beş yetenekli terzi, sergide yer alıyor ve katılımcıların gözleri önünde korse, büstiyer ve korseler üzerinde titizlikle çalışıyor. Bir terzi bir elbise yaratmak için karmaşık dantelleri dikkatle dikerken, bir diğeri kumaşı ustalıkla elle örtüyor.

News