Merijn Scholte Albers: Ortak bir arkadaşımızın doğum gününde tanıştık. Harm bir klip çekmek isteyip istemeyeceğimi sordu.
Merijn Scholte Albers: Evet, ikimiz de film okuyorduk ve film yapmakla ilgileniyorduk. Ona birkaç bestemi dinlettim. Hoşuna gitti ve sanırım birlikte müzik yapmaya başlamamız böyle oldu.
Harm Coolen: Genelde biraz daha lineer, sakin ve yumuşak melodilerden anlaşıyorum. Merijn’se… Başlangıçta özellikle sert müziklerden hoşlanıyordu.
Merijn Scholte Albers: Rock gruplarını falan seviyorum. Biraz sertler.
Harm Coolen: Başlangıçta, farklı zevklerimiz olduğu için belki de birlikte çalışamayız diye düşündük. Ama birlikte çok vakit geçirdik. Birlikte takıldığınızda zevkleriniz de biraz benzeşebiliyor. Şimdi zevklerimiz birbirine gittikçe daha çok benziyor. Ama yine de ben biraz daha yumuşak kalıyorum.
Merijn Scholte Albers: Evet, sanırım müzikteki büyük değişim hoşuma gidiyor. Düşüşler falan.
Harm Coolen: Bense onlardan nefret ediyorum. Benzer ritimlere sahip olan ve nasıl kullanacağımı bilmediğin bir-iki sıkıcı bestem varsa işe yarıyor ama.
Merijn Scholte Albers: Evet. Çünkü tek başımıza olsaydık ben çok klişe ritimler yapardım, o da çok deneysel işler yapardı.
Harm Coolen: Evet, sıkıcı olurdu.
Harm Coolen: Bugünlerde çok eklektik bir türe dönüştü. Birçok zevk ve stil var. Bir fanusun içinde yaşıyorsanız ve rock’ın en iyi müzik türü olduğunu düşünebilirsiniz ve belki de öyledir. Bilemiyorum. Benim için bunların hepsi geçerli. İlginç bir dönemde yaşıyoruz çünkü artık net bir resim çizemiyoruz.
Merijn Scholte Albers: Günümüzde gerçekten patlayan bir tarz göremiyorum. Mesela 2010 dubstep dönemiydi. Sanırım her dönemin bir tarzı var. Belki de olan biteni görmek zaman alıyor. Belki de içindeyken göremiyorsunuz. Streaming sebebiyle artık her şey mümkün gibi görünüyor. Birçok tuhaf şeyler de dinliyorum. Yani saatlerimi trip-hop veya 50’lerden, 80’lerden şarkılar dinleyerek geçirmiyorum.
Merijn Scholte Albers: Spotify’da bir Weval listemiz var, dinlediğimiz her şeyi ona ekliyoruz ve arada bir çalıyoruz. Ama tüm listenin homojen bir tarzı yok. Aslında bir şarkılar yığını. Mesela, grup üyelerimizden biri “Güzel bir liste olmuş ama çalmaya başlayıp bulaşıklara geçemiyorum.” dedi. Çünkü bir anda çok çılgın ve derin bir şarkı giriyor. Çok düşük ve sakin bir tempoyla başlıyor ve bir anda her yöne gidebiliyor.
Harm Coolen: Bir gün fark ettik ki İstanbul şarkılarımızı çok fazla dinliyor. Spotify’da görebiliyorsunuz bu listeyi de genelde Türkiye ilk beş sırada oluyor. “Demek ki oradaki insanlar bizi dinliyormuş.” dedik. Son birkaç yılda birkaç performansımız oldu ve buraya her gelişimizde müziğimize karşı daha fazla reaksiyon aldık. Aslında çok şaşkınız.
Merijn Scholte Albers: Nasıl olduğunu hala anlamıyorum.
Harm Coolen: Büyük bir gizem bu.
Merijn Scholte Albers: Tetikleyen neydi bilmiyorum. Muhtemelen biri şarkımızı paylaştı ve oradan yayıldı. Bir yerden başlamış olması lazım. Ama iyi bir şey bu, belki de sorgulamamak gerek.
Harm Coolen: Şarkı yazma anlamında süreç iyi gidiyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok şarkı yazmamıştık hiç çünkü biraz zorlayıcı bir durum ama iyi oluyor. Ancak son altı ayda birçok şarkı yazdık. Yani sürecin tam ortasındayız ve çok heyecanlıyız. Çıkmasına biraz daha var çünkü ağustosta bitireceğiz ama şubat civarında çıkacak.
Merijn Scholte Albers: Bunu söyleyebilir miyiz bilmiyorum. Ama çok vakit alacak. Bir şeyi bitirdikten sonra insanların dinlemesi için altı ay beklemek çok tuhaf bir his.
Harm Coolen: Evet, siz çoktan başka bir seviyeye geçmiş oluyorsunuz.
Merijn Scholte Albers: Evet, işimiz bitmiş oluyor. Tabii iyiyse hala beğeniyoruz.
Canlı performanslarınızda daha fazla katman eklemenizin nedeni de bu mu?
Harm Coolen: Evet, sanırım. Gösterilerimizin bizi beslemesi de çok önemli. O performanstan bir enerji almalıyız. Aynı şarkıyı aynı biçimde yüzlerce defa çaldığınızda izleyici de olayı çözdüğünü hissediyor. Aşağı yukarı iki sene boyunca benzer performanslar sergiledikten sonra mükemmel kombinasyonu bulduğumuzu düşündüm. Çaldığımız şarkılardan ve onları çalma biçimimizden bahsediyorum. Ama bir süre sonra sıkıldık ve “Tamam, sanırım bunu değiştirmemiz gerekiyor.” diye düşündük. Tamamen doğaçlama verdiğimiz bir konser vardı. Elimizdeki her şeyi bu seansa koyup neye benzeyeceğini görmek için çalmaya başladık. Ve muhteşem bir histi! İzleyiciler de farklı bir şekilde reaksiyon verdi; daha doğrudandı. Daha büyük hatalar da yapabiliriz tabii ama bu gerilimi hissetmek çok güzeldi.
Harm Coolen: Müzikte varlığımızı sürdürmenin yollarından biri kendimizi geliştirip başka bir noktaya ulaşmaya çalışmak. Çünkü yeni bir şeye gidiyorsunuz. Bu anlamda daha fazla kayıt yapıyoruz. Eskiden çok fazla sample üretirdik. Ama şimdi mesela davulları kaydediyoruz. Biraz daha akustik bir stili var. Sanırım şimdi için bunu söyleyebilirim. Ama yine de her şeyin bir karışımı söz konusu. Tanımlaması zor. Daha önce yaptıklarımızdan farklı hissettiriyor. Farklı hissettiğimiz için ürettiklerimiz de farklı oluyor. Bundan çok memnunuz. Altı aydan biraz daha uzun bir süre önce ilk kez davulları kaydedip üzerinde çalışmaya başladık. Hoşumuza gitmedi ve biraz daha farklı bir şeyler deneyelim dedik. Sanırım davullar üzerinde yüzlerce saat harcadık, sonra fark ettik ki farklı bir odada, farklı bir mikrofonla kaydetmemiz gerekiyordu. Yani bu tür şeyler bizi mücadele etmeye itiyor. Bitince nasıl olacağını söylemek çok zor. Sanırım albümü çalıp deneyimlemeniz gerekecek.
Harm Coolen: Stüdyoda olmak bize motivasyon ve ilham anlamında çok katkıda bulunuyor. Fazla turne bize iyi gelmiyor. Canlı çalmaktan keyif alıyoruz ama haftada üç konser vermek oldukça zor bir iş. Bazen bu hareketlilik iyi geliyor ama genelde yeni şeyler üretmekten keyif alıyoruz. Bunu her gün yapmak, canınız istemediğinde yapmayı da kapsıyor. Yani “Hava çok güzel, bugün stüdyoya gitmeyelim.” ile “İyi hissetmiyorum ama yine de gidelim.” demek arasındaki dengeyi bulmak gerek. En iyi modunuzda olmasanız da beklentileri çok yükseltmeden stüdyoya girip denemelisiniz. Genelde öğle vakti bir gibi başlıyoruz. İlk katmanlara hep şüpheyle yaklaşıyoruz. Sorun değil, hemen yeni bir katman daha ekliyoruz.
Merijn Scholte Albers: Duramazsınız. Bir şey yapıp “Biraz klişe oldu sanki.” diye düşünseniz bile devam etmek zorundasınız. Bazen çok abartılı ya da berbat olabiliyor. Ama bir şey yakalarsanız, klişe bir melodi bile olsa, hoşunuza gidebiliyor. Bilmiyorum… Sesi değiştirebilir veya tuhaf elementler ekleyerek yepyeni bir şey üretebilirsiniz. Sizi mutlu eden bir şeyler oluyor.
Harm Coolen: Bir şarkıya başlayabilmek için biraz naif veya şapşal olmanız lazım çünkü her şey yazılıyor, en güzel sesler üretiliyor. Yapılandan daha güzel bir şarkı yapamayacaksınız. Birçok klasiğe baktığınızda… Onları yeni yeni sevmemin nedeni radyoda duyuyorsunuz, klişe bir şarkı… Belki Fleetwod Mac çalıyor. Ama çok güzel bir şarkı. Bunu yazmam gerekiyor. Tüm bu sözler çok basit ve güzel. Yani bundan daha iyi bir şarkı yapamayacağız. Bu nedenle biraz naif olmak gerekiyor.