Yoğun olarak adlandırdığımız duygularımızı nasıl tanımlıyoruz? Mutluluğun, hüznün veya huzurun açıklamaları bizler için ne kadar karmaşık? 22 yaşındaki, Pitchfork, BBC Radio, Fact Magazine gibi önemli müzik platformları tarafından “müzikal deha” olarak anılan Nilüfer Yanya’dan ve yarattığı enerjiden bahsediyoruz. Karmaşık gibi görünen durumları, müziğiyle bize sadece hissettirerek, tüm bunları pür hale getiriyor, Yanya.
Kısa zamanda, büyük bir dinleyici kitlesine kavuşan Nilüfer Yanya “Small Crimes” ve “Keep On Calling” çalışmalarının ardından çalışmaları “Tutkulu pop” olarak tanımlandı. Yükselişini, The XX, Broken Social Scene ve Mitski gibi önemli isimlerle aynı sahneyi paylaşarak taçlandırdı. Elektronik müziğin bedroom production ile arttığı bu dönemlerde, gitar melodileri ve vokali ile soul ve indie pop’u aynı noktada buluşturmayı başarıyor.
Klasik piyano dersleri sırasında, Pixiesve The Strokes’un müzikal çekiciliğine kapılıp gitar çalışmalarına başlayanNilüfer, Nina Simone ve Jeff Buckley gibi destansı işlere imza atan müzisyenlerin yanı sıra orijinal ses tasarımınlarına sahip Connan Mockasin gibi günümüz sanatçılarındanda esinleniyor.
2018 yılında yayınladığı “Do You Like Pain?” EP’si ile kitlesini romantizmin ne kadar baş döndürücü olabileceğini gösterirken, sade fakat yerinde yerleştirilmiş davulların, gitar melodilerinin hayal kırıklarını nasıl derin anlatabileceğini gösteriyordu. EP’nin ardından İngiltere ve Avrupa turnesini gerçekleştiren Nilüfer, hızlı tükenen konser biletleri ile daha yolun başında olmasına rağmen kendi tutkulu seyircisine ulaşmış görünüyor.
Yılın sonuna yaklaşırken, yeni albümünün de habercisi olan “Heavyweight Champion of the Year” isimli teklisini dinleyicisine sundu. Parçanın “Do You Like Pain?” EP’si ile karşılaştırıldığında daha umutlu bir yapısı varken, daha önce sanatçıda rastlamadığımız vokal hareketlerine rastlıyoruz. Çıkacak albümünü sabırsızlıkla bekliyor, 29 Mart Babylon konseri için şimdiden takvimimizde yer arıyoruz.