Elif Erdost, Babylon Venue Director

“İnsanları eğlendirebilmek” senin için ne anlama geliyor? 

Hayata enerji katmak! Güzel geçen bir akşamın verdiği mutluluk, kimi şarj etmez ki?

Babylon hikayen nasıl başladı? 

Pozitif ile tanışmam 1998’de Kasımpaşa Un Fabrikasındaki Fujifilm Music Week-Ends ile oldu. İlk defa etkinliklerine gidip, bir de arkadaşım sayesinde kulislerine girince, böyle bir işin varolma fikrine uçtum. Arkadaşım bana Beyoğlu Asmalımescit’te bir marangozhane aldıklarını ve burayı canlı müzik klübü yapmak üzerine çalıştıklarını söyledi. O noktada hedefe kilitlendim tabi. Aradan çok vakit geçmeden ilk önce arkadaş sohbeti esnasında, ardından da ofislerinde karşılıklı bir görüşme yaptık. Bu işin hayatımın işi olduğunu, ne isterlerse yapmaya hazır olduğumu, çok fazla yük alabileceğimi söyledim. İşi deliler gibi çok istedim ve iş benim oldu.

Çalışmaya ilk başladığın dönemden günümüze, hatta geleceğe baktığında gece hayatı nasıl bir değişim içinde? 

Dolu dolu bir gece hayatından, artık  bir elin parmağı kadar az iyi yer kalmış olması üzücü tabi. 2007 – 2010 yılları arasında Babylon’da, Beyoğlu’nda bar ve restoranlarda bir çok yabancı turist ile tanışırdık. Eskiden yurtdışından gelen arkadaşlara sayfalarca İstanbul gezme rehberleri hazırlardık. Aslında her büyük şehirde olduğu gibi dinamikler değişiyor, ama bizdeki değişim çok sert oldu. Bu krizin yaratıcılığı tetikleyeceğini ve yakın zamanda daha farklı anlayışta mekanlar açılacağını düşünüyorum.

Konserleri hepimiz az çok biliyoruz ama bize unutamadığın bir backstage anısı anlatır mısın? 

Backstage’e giriyorsam dağıtacak kadar içmişim demektir, anlatmasam daha iyi!

Ben burdayken, Babylon sahnesinde olmalı dediğin isim? 

Bu aralar Michael Kiwanuka’yı izlemek isterdim.

Pozitif olmayı nasıl tanımlarsın? 

Öncelikle kendime iyi bakmakla başlıyor. Spor yapıp, sağlıklı beslendiğim için zihnim de her zaman sağlıklı ve dinamik. Problemlerin içinde kaybolmak yerine mantıklı hareket ederek çözüm üretmeye geçebiliyorum.

Gece çalışıyor olmanın en iyi yanı? 

Bazı geceler İstanbul gerçekten sallanıyor, bunu yaşamayı, parçası olmayı çok seviyorum.

Gece çalışıyor olmanın en kötü yanı?  

Gündüz ve gece çalışmamı dengeleyebiliyorum, kötü bir tarafını görmedim.