Fashion’s New Social Club

OpinionAugust 30, 2025
Fashion’s New Social Club

Alışveriş bir zamanlar bir spordu. Arkadaşlarınla AVM’de buluşur, birbirinizi gaza getirir, kötü kombinlerle dalga geçer, son bedeni başkası kapmadan sahiplenirdiniz. Sonra e-ticaret geldi ve alışveriş birden bire yalnızlaştı. Kaydır, tıkla, sepete ekle. Verimli, evet. Ama ruhsuz. İşte tam bu noktada canlı yayın alışverişi devreye girdi. Kaotik, bağımlılık yapan, filtresiz ve alışverişi yeniden sosyal bir etkinlik haline getiren bir dönüş.

Canlı yayınlar mağazadan çok ekrana taşan bir grup sohbetine benziyor. Sunucu kıyafet deniyor, dönüyor, şakalar yapıyor, fermuarla boğuşuyor, bu sırada binlerce kişi sohbete ateş emojileri yağdırıyor.

Artık sadece bir kazak almıyorsun. Kaosun bir parçası oluyorsun. Bir ürün tükendiğinde yaşanan kolektif şaşkınlık, sadece yayındakilerin bildiği iç şakalar. Kadife ipler, ön sıralar unutuluyor. Canlı yayın modası demokratik. Davet listesi yok, ayrıcalık yok, “bizimle oturamazsın” yok. Herkes dahil. Herkes izliyor. Herkesin bir sesi var. İşte onu güçlü kılan da bu. Parlatılmış değil, Photoshop’lanmış değil. Ham, glitchli ve gerçek. Gösterişten arınmış bir performans olarak moda.

Sunucular arkadaş gibiler. Her hafta gördükleri kullanıcı adlarını tanıyorlar. İnsanlara yalnız alışveriş yapmadıklarını hissettiriyorlar. Bu müşteri sadakati değil, fandom enerjisi. Satın almak bir çeşit “ben bu kültürün parçasıyım” demek oluyor. Ürün ise neredeyse ikinci planda.

Canlı yayın alışverişi perakendenin steril ya da yalnız olmak zorunda olmadığının kanıtı. Dağınık, gürültülü, komik ve bağımlılık yapan bir deneyim. Nabzı atan bir moda. Alışverişin geleceği bir sepet değil. Bir kitle.

Author: Duygu Bengi

RELATED POSTS