Kainat Tınıları: Nil Karaibrahimgil

UnframedMay 31, 2016
Kainat Tınıları: Nil Karaibrahimgil

Nil Karaibrahimgil’in enerjisine ayak uydurup uyduramayacağımızdan emin olamıyoruz; yerinde durmaması, sabırsızlığı, neşesi bizi de alıyor içine. Fakat Nil bundan ibaret değil, bu yüksek sesli tarafları aynanın bir yansıması sadece. Mükemmeliyetçi mesela.

Neyi istemeyip neyi istediğini çok iyi biliyor, kabuğuna çekildiği anlarda ondan uzakta durmak daha mantıklı geliyor. Bu da normal olanı değil mi? Senelerdir insanların ona yakıştırdığı ve uygun gördüğü karakterin altında bambaşka bir Nil Karaibrahimgilolmasını hayranlıkla izliyoruz…

Dışardan tahmin etmek gerekirse, bir müzikalde yaşıyor gibi canlandırıyoruz sizi; kuşlar kıyafetlerinizi katlayıp, çiçekler her sabah size selam veriyor gibi. Nereden geliyor bu pozitif enerji? Daha da önemlisi, negatifle karşılaşınca nasıl yukarıda kalmayı başarıyorsunuz?

Nil Karaibrahimgil: Bu bana en sık sorulan soru, ne tuhaf! Demek dışarıdan pozitif bir mood tutturmuş gidiyorum gibi duruyor. İyi iyi. İçerisi öyle değil ama o kadar. Ben pimpirikli, endişeli, kararsız bir tipim aynı zamanda. Ama üzerine biraz neşe, biraz ciddiyetsizlik eklenmiş hali. Tatlı ekşi soslu yani. Ama bunu anlamak için bana fazlaca yaklaşmak gerekir, o da doğal olarak az kişiye görünür oluyor. Şu doğru, kime sorarsanız sorun, Nil güler yüzlü, olaylara iyi tarafından bakan biri der. Bu doğuştan. Mizaç. Olaylara baktığımız yer çoğu zaman elimizde. Bunu anlarsak, kamerayla oynar, onu güneş alan yere koyabiliriz. Her şey o kadar da karanlık olmuyor o zaman.

Bir şarkıyı ilk yazdığınız dönem ile üzerinden birkaç yıl geçtikten sonraki hisleriniz illa biraz değişiyordur; “Rüzgar” ilk başta daha hüzünlüyken şimdi gülümseyerek söylüyorsunuz mesela. Zamanla şarkılarınızla olan bağınız nasıl gelişiyor?

Nil Karaibrahimgil: Onlar da büyüyor, değişiyor. Teenager oluyor. Evden gidiyor. Ben onları demişim artık. Onlar benim hallerim. O halime gülerek bakıyorum artık demek ki. Can acıtması geçmiş. Bir tatlı hatıra olmuş. Kahvemin yanında lokum diye yer hale gelmişim.

“Gençliğime Sevgilerimle” değil 17 yaşındakiler, hayatın her evresinde olanların dinleyip, katıldıkları takdirde kendilerini değiştirmek isteyecekleri öğütlerle dolu. Ne güzel yazmışsınız, ne güzel dökmüşsünüz o hep unutulan bilgileri sözlere… Bu yaşınıza bundan 20 sene sonra ne söyleyeceksiniz acaba…?

Nil Karaibrahimgil: Acaba… Hmm iyi dedin. Bunu düşünüp yazayım. Muhtemelen yazamam bunu. Şimdi içinde olduklarımın dışına çıkabilmeyi becermem gerekir. O da zor iş. Ama ‘Sakin ol’ derdim. Kendime en çok sakin ol diyorum ben zaten. Aşırı heyecanlı, tez canlı biriyim. Hep açık radyodaki dj’ler gibi olmak isterdim halbuki. Sakin. Emin. Bilgili. Huzurlu.

“Müzik” lafı geçince nasıl bir his uyanıyor içinizde?

Nil Karaibrahimgil: Kainat tınıları. Bizi esir alır. Adamı ağlatır, dans ettirir, pişman ettirir, aşık ettirir, gaza bastırır, uyutur, el ele omuz omuza getirir, düşündürür, vazgeçirir, yalnızlaştırır, kalabalıklaştırır, ayaklandırır, her şeyi bir anda anlatır. Deli işidir. Uğraşanı da deli eder. Daha güçlü bir şey görmedim.

Müziği bir iş olarak yaptığınız kadar, hobi olarak da yapabiliyor musunuz hala? O samimi gecelerde illa bir gitar çıkıyor mu ortaya?

Nil Karaibrahimgil: Hayır, keşke. İlişkiyi bozuyor ün, iş olması, radyoların bazı şarkılarını çalıp, bazılarını çalmaması. Senden beklenilenler olması. Şarkılarının tutması, tutmaması… Sezen Aksu ta ilk başta bana ‘Sana beste yaptıran kökü hiç bırakma, yoksa ileride arkeolojik kazı yapman gerekir’ demişti. O zaman tam anlamamıştım. Şimdi biliyorum. Kök bende, dinledim öğüdünü.

Elbise / Dress: HELMUT LANG / BRANDROOM Gecelik / Nightgown: İPEK KIRAMER Takılar / Accessories: KISMET BY MİLKA Şal / Shawl: EDİTÖRE AİT / EDITOR’S OWN Ceket / Jacket: BEYMEN CLUP T-shirt ve Şifon Yaka / Crop top & Chiffon Collar: NİL’E AİT / NIL’S OWN Pantolon / Pants: MCQ ALEXANDER MCQUEEN Altın Yüzük / Gold Ring: KISMET BY MILKA Gümüş Yüzükler / Silver Rings: GAZZAS
Görüntüde çok hayalperest, sözlerde de son derece gerçekçisiniz. Duyguları dile dökemeyen bir çoğumuza sözleriniz “Heh, ben de aynen böyle hissediyordum” dedirtiyor. Bu kadar açık yüreklilik biraz da olsa korku veriyor mu size?

Nil Karaibrahimgil: Çok mutlu oldum. Bir şarkı yazarı, bir tek kişi ‘ben de tam böyle hissediyordum’ dese işini yapmış olur. Açık yüreklilikten korkarak bir şey yapılmaz. Bence hiçbir şey hatta.

Büstiyer: NİL’E AİT Gömlek: İPEKYOL
Aile dizimi, nefes eğitimleri… “Spirituel dünya” ile bağlarınız kuvvetli. Yaratıcılığınızı nasıl etkiliyor bu ilgi alanınız?

Nil Karaibrahimgil: Ben her şeyi merak ederim. Falcılara gitmedim bir tek. Hiç birinin de içine girip kalmam, bir arkadaşa bakar çıkarım. Yaşadıklarım beni etkiliyor, bunlar değil. Her an her şey bir şarkıya girer. Duygusu olan her şey ilham kaynağı. Yağmurda görmeyip eziverdiğimiz bir salyangozun çıtırtısı bile. Al sana duygu. Ne oldu şimdi o? Yaşıyordu iki saniye evvel. Nereye gidiyordu o?

Adamı ağlatır, dans ettirir, pişman ettirir, aşık ettirir, gaza bastırır, uyutur, el ele omuz omuza getirir, düşündürür, vaz geçirir, yalnızlaştırır, kalabalıklaştırır, ayaklandırır, her şeyi bir anda anlatır. Deli işidir.

Anı en çok ne zaman yaşayabiliyorsunuz?

Nil Karaibrahimgil: Konsantre olabildiğimde. Şu şapşal cep telefonumu unuttuğumda. An beni esir alacak kadar güzel olduğunda. O kadar çok şeyi videoya ya da fotoğrafa alamadım ki, çok mutluyum. Demek kaybolmuşum içlerinde.

“En garip” diye adlandırabileceğiniz ilhamlar nerelerden geliyor? “Kek” gerçekten kek yaparken mi oluşuverdi mesela aklınızda?

Nil Karaibrahimgil: Hayır odamda oturuyordum. İlham her yerde. Rüzgar gibi o; eser bir yerden. Takibi mümkün değil. Peşine de düşülmüyor.

Ceket & Pantolon: BEYMEN COLLECTION Bluz (beyaz): MARC CAIN / BRANDROOM Bluz (siyah): CÉLINE / BEYMEN Ayakkabı: STELLA MCCARTNEY Yüzük: MONTBLANC Kolye: KISMET BY MİLKA
Albüm ya da jingle hazırlama sürecinde stüdyodaki bir gününüz nasıl geçiyor? Var mı Nil Karaibrahimgil ritüelleri?

Nil Karaibrahimgil: Ritüellerim yok pek. Jingle artık benim için şarkıdan çok daha kolay. O başkasının olduğu için, o markanın ruhuna bürünüyorum. Çok yaptığım için o transformasyonu biliyorum. Eğlenerek çalışıyoruz biz nilinişleri’nde. Her türlü enstrüman var. En son jingle’i Aziz Arif’in oyuncak orgunda yaptım.

Kabul edilmeyen fakat sizin en çok zevk aldığınız jingle hangisi olmuştu?

Nil Karaibrahimgil: Buzzz. Sahnede anlatıyorum hikayesini!

Fotoğraf: Emre Güven
Röportaj: Alara Kap
Moda Editörü: Pınar Aytaş
Saç: İbrahim Zengin / No.21 Hair Design Studio
Makyaj: Ali Rıza Özdemir
Fotoğraf Asistan: Hasan Karaarslan
Moda Editörü Asistanı: Havva Yeşilyurt

Author: Alara Kap

RELATED POSTS