Red Reminds Me of Solitude

Arts & CultureDecember 28, 2024
Red Reminds Me of Solitude

Yalnızlık hep bu kadar kırmızı mıydı? Berlin’in sokaklarında yankılanan buruk bir melodi gibi, “Red Reminds Me of Solitude” sergisi, Dünya AIDS Günü’ndeki kaybın karanlığından filizlenen dayanışmayı ve yeniden doğan umut ışıklarını bize fısıldıyor.

Berlin’in renkli atmosferinde Dünya AIDS Günü’nü onurlandırma amacıyla instinct.berlin tarafından düzenlenen ve we are village topluluk alanında gerçekleşen çok disiplinli “Red Reminds Me of Solitude” sergisi, HIV ile yaşamanın yalnızlığını hem bir yara hem de bir dayanışma alanı olarak yeniden anlamlandırıyor. Sergi, queer sanatçıların, yazarların ve film yapımcılarının öncülüğünde bir yalnızlık senfonisiyle bizleri karşılıyor – mozaik bir anlatıyla boşluktaki bir sesi duyulabilir kılarak.

Mykki Blanco’nun çığlık atan özgünlüğünden Matt Lambert’in sinematografik duyarlılığına kadar uzanan bu kolektifin içinde, Annie Leibovitz’in 1992’de çektiği ve Berlin’in film dünyasında ikonlaşmış bir figür olan Alf Bold’u ölümsüzleştirdiği portresi de yer alıyor. Alf Bold’un hayatı ve ölümü, arkadaşı Nan Goldin’in bakışıyla tamamlanıyor; bu, bizce bir portreden fazlası – bir aşk mektubu, bir veda gibi. 

Serginin en çarpıcı duraklarından biri ise Mykki Blanco’nun “I Want A Dyke For President” adlı kısa filmi. Zoe Leonard’ın unutulmaz metnini cesur bir performansla hayata geçiren film, gücünü hem tarihsel öfkesinden hem de bugünün bağlamında hâlâ taze olan çarpıcılığından alıyor: “AIDS olan birini başkan istiyorum. Sağlık sigortası olmayan birini başkan istiyorum. Son sevgilisini AIDS’e kaybeden birini başkan istiyorum…” Leonard’ın bu satırları, ziyaretçilere sergi boyunca dağıtılarak metnin altında yatan acıyı ve mücadeleyi hatırlatan bir eyleme dönüşüyor. 

Altını çizmek gerekirse, “Red Reminds Me of Solitude” sergisi, yalnızca acının ve kaybın dile geldiği bir alan değil; aynı zamanda şifa, bağlantı ve yeniden inşa için bir toplanma noktası. Programda meditasyon, Derek Jarman’ın “Blue” adlı filmi gibi sinema tarihinin unutulmaz yapıtlarının gösterimleri, panel tartışmaları, performanslar ve sanatçı sohbetleri yer alıyor. Her etkinlik, yalnızlıkla dolu bir odaya ufak bir pencere açmak ya da içeriye süzülen bir umut ışığı bırakmak için tasarlanmış adeta.

“Red Reminds Me of Solitude,” bize yalnızlığın kırmızısında yankılanan bir çağrıyı anlatıyor; kaybın kucağında büyüyen bağları, yaraların içinden filizlenen iyileşmeyi ve karanlığın içinden süzülen bir ışığı… Berlin’in tam kalbinde, sessizliği bir senfoniye dönüştüren bu sergi, yalnızlığı aşka, dayanışmaya ve yeniden başlama cesaretine dönüştürmek isteyen herkese sıcacık bir davet niteliğinde.

Author: Based Istanbul

RELATED POSTS