1924 yılında, Paris’te ortaya çıkan Sürrealizm, Birinci Dünya Savaşı’nın bütün yıkımı ve vahşeti sonrası bilinçaltının, rüyaların ve gerçeklikten kopuşu içeren her temanın işlendiği bir akım. Sürrealizm Paris’te ortaya çıkıp Avrupa’ya yayılsa da etki alanını genişletip ideolojik olarak tüm dünyayı etkisine alması da pek uzun sürmedi.
Metropolitan Müzesi ile iş birliği içinde düzenlenen Tate Modern sergisi, son altı yıl boyunca dünya çapında araştırılarak toplanmış bir sanat eseri seçkisini içeriyor. “Surrealism Beyond Borders” adlı sergi, sınırlarını aşarak etki alanını genişletmiş olan sürrealizm akımının dünyanın farklı yerlerindeki yansımalarını araştırıyor ve ziyaretçilerle buluşturuyor.
Salvador Dali’nin ikonik ıstakoz telefonundan, Rene Magritte’in Time Transfixed eserine, Leonora Carrington’ın otoportresinden, 60 yılı üzeri bir süredir 50’den fazla ülkede yapılmış sanat eserlerinden seçilenler, sergide yer alıyor. Sanat akımının Avrupa ötesine taşınarak Tokyo, Mexico City, Buenos Aires ve Kahire gibi şehirlerde özümsenmesi, sanatçıların sürrealizmi kişisel özgürlüklerini yansıttığı bir araç olarak kullandığını da gösteren nitelikte. Sınırları aşan sürrealizm akımının etkilerini toplu olarak görebileceğimiz bu sergi, senenin en ilgi çeken sanat olaylarından olacak gibi gözüküyor.