Çizikler, dikiş izleri, kırıklar, yaralar… Kısacası yaşanmışlık izleri.

Her biri kendi içinde bir hikaye taşır. Bazı izler saklanmamalıdır. Gün yüzüne taşınınca daha büyük bir anlama dönüşürler. Bu izler, bir nesneye yaşanmışlık özü ekler ve kalıplarından çıkartır, bir sembol haline getirir.

Japon kültüründeki kintsugi sanatı tam da bu felsefeyi taşır. Kırılan parçalar, urushi adı verilen bir reçine ile bir araya getirilir, ardından üzerine altın tozu serpiştirilir. Çatlaklar bu değerli toz parçasıyla saklanmanın aksine vurgulanır. Ortaya, eskisinden çok daha kıymetli bir bütün çıkar. Çünkü onarılan her parçada hem emeğin izi vardır hem de ona eklenen yeni bir anlam.

Ham kesimler, görünür dikişler, bilerek yarım bırakılmış detaylar… Kintsugi’de urushi altını nasıl görünür kılıyorsa, Prada’nın “Raw Refinement” yaklaşımı da her izi bir hikayeye dönüştürüyor. Parçaları bir araya getiren ellerin parmak izleri tıpkı urushi ile birbirlerine geri yapıştırılan parçalar gibi görünür kılınıyor. Bu da her bir parçaya kendine özgü bir hikaye katıyor.

Shetland yününden elbise, adeta üzerine isimler kazınmış, yılların izini taşıyan bir meşe ağacı gibi.Terzinin bilinçle görünür bıraktığı dikiş izleri cesur bir karakterin iz düşümleri… Seri üretimin soğukluğuna teslim olmamış, üzerindeki parmak izlerini gururla taşıyarak duruyor önümüzde.

Ayakkabıların dikiş izlerinden taşan, bilinçli olarak ham bırakılmış deri parçaları, bize geçmişin izlerine dönük bir bakış sunuyor. Ürünün yapılmadan önceki ham hali ve ortaya çıkmış son hali tek bir bünyede kenetlenmiş. Bu ürünlerin urushi’si, Prada’nın kullandığı “savage technique”in kendisi: makas darbelerinin izleri ve derideki eskitilmiş yüzey, parçanın üzerinde yankılanıyor.

Zamanın akışına kendisini vermiş bir edayla duran çanta ise, yumuşak kırışıklıkları ve patine olmuş derisiyle adeta yaşanmış bir anıyı taşır gibi: Yıllar önce başlamış bir hikayenin, bugün hala nefes alan devamı.

Uzun süre boyunca güzellik mükemmellik demekti bizim için. İnsanın doğası, her şeyi zıtlıklarla tanımlamaya ne kadar da meyilli, değil mi? Oysa güzellik bazen ikilikler barındırmalı, bir yaşanmışlık vermeli bizlere… Prada, bu parçalarla algıyı tersine çeviriyor ve bize güzelliğin ifadesizlikte değil, hikayenin bıraktığı izde saklı olduğunu hatırlatıyor.

Words by Duru Ustaoğlu

All images courtesy of Prada

N45