Amerikan bağımsız yönetmenlerden Ira Sachs’ın son filmi Passages, Paris’te bir kulüpte temelleri atılan olağandışı bir aşk üçgenini ve bu üçgenin, yıldız oyuncuların canlandırdığı üç kahramanını izliyor: Kuir auteur film yönetmeni Tomas, eşi Martin ve bir gecelik beraberliği ilişkiye dönüşen Agathe. İzliyeyiciyi farklı zaman dilimlerine ve mekanlara taşıyan görsel geçişlerle dolu olan filmde, Ira Sachs, kamera kullanımı ve çekim açılarıyla karakterlerin iç dünyasını ve ilişkilerini anlamamıza yardımcı oluyor. Özellikle filmin başından sonuna kadar süren mekan değişiklikleri, karakterlerin geçmişi ve şimdiki zaman arasındaki bağlantıları görsel olarak aktarıyor. Karakter odaklı, insani ilişkilere odaklanan kendine has dilini Passages’da da aktaran Sachs, bu kez anlatımını Tomas karakteri üzerinden yapıyor.
Eşi Martin ile Paris’te hoş bir burjuva hayatı yaşayan Tomas, Paris’te çekilen son filmini tamamlama aşamasını Agathe (Adèle Exarchopoulos) ile yatarak kutlayan bir narsist olarak tanımlanıyor . Ertesi sabah Martin’e “Bir kadınla seks yaptım, bunu sana anlatabilir miyim lütfen?” Cümlesiyle yaşadığı olayı anlatan Tomas, uzun zamandır hissetmediği duyguları hissettiğini belirtiyor. Martin, bu durumu sorun etmeyip “Bir filmi bitirdiğinizde her zaman böyle olur” kelimeleriyle geçiştirse de çok geçmeden Martin’in teslim olmuş iyimserliğine rağmen Tomas’ın Agathe ile aralarındaki bağın sınırlarını test etmeye kararlı olduğu ortaya çıkıyor. Agathe’ye olan aşkını itiraf edip başta kararsız bir dönüş alsa da ikilinin arasındaki bağ büyüyor ve Tomas’ın Martin’le ilişkisindeki aşka, ebeveynliğe, dürüstlüğe karşı farklı tutumlarıyla kendi evliliğini mahvetmekle yetinmeyip toksik hakimiyetini iki ilişkisinde birden sürdürüyor.
Ira Sachs’in Passages’da heteroseksüel ilişki dinamiklerine dair tekrar tekrar önümüze serilen toksik ve problematik hikayeleri kuir bir çift üzerinden anlatıyor. Filmlerinde kullandığı çerçevelemeyi basit tutan Sachs, karakterlerin hikayesine odaklanmayı ve izleyicinin dikkatini dağıtmayı engellemeyi amaçlıyor. Karakterlerin iç dünyalarını yansıtan doğal ışık kullanımı, basit ve özlü çerçeveleme ve duygusal ton, Sachs’ın filmlerine benzersiz bir karakter kazandırırken, çağdaş Amerikan sinemasının önemli yönetmenleri arasında yer alıyor.
Paris’in romantik atmosferinde geçen bu aşk üçgenini izlerken eşlik edecek çalma listemizi dinleyin.